Ak Parti’den Neden Rahatsızlar?

CHP, onun güdümlü medyası başta olmak üzere bazı kesimlerin, AK Parti karşıtlıklarını siyasi rekabetle izah edilemeyecek kadar ileri boyutlara vardırmalarının elbette birtakım temel nedenleri var. Bu karşıtlığı iyi anlamak için bu nedenleri de iyi anlamak gerekir. Neden AK Partiden rahatsızlar? Bu sorunun cevabı aynı zamanda “AK Parti 10 yıllık iktidarı döneminde ne yaptı?” sorusunun da cevabıdır. Bu yazımda bir kere daha ve en özet şekliyle bu soruya cevap vermek istiyorum.

AK Parti’den rahatsızlar; çünkü AK Parti millet egemenliğine değil seçkincilerin, ayrıcalıklı kesimlerin görünen veya örtülü egemenliğine dayanan bir sistemi, demokrasi ve hukuk kuralları içinde reforme eden birçok icraat yaptı. Bu seçkinci-totaliter sistemin temel aktörlerine, paradigmalarına ve işleyiş şekline kısaca bakarsak:

Sistem, aktörleri itibarıyla 4’lü saç ayağı üzerindeydi. 1-Askeri bürokratlar- 2-Sivil bürokratlar (Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi vs) 3-Medya 4-Sermaye.

Aralarında geçişken bir ilişki biçimi vardı. Mesela medya yapılacak darbelere ortam hazırlama, yapılmış darbeye destek verme suretiyle militarizme, kapatılacak partiler aleyhine doküman sağlayıp işleri kolaylaştırmak adına yargıya hizmetler sunuyor, karşılığında devlet ihaleleriyle, ucuz teşvik ve kredilerle büyük servetlere konuyordu.

Kendini resmi ideolojiyle özdeşleştirmiş sermaye de hem bürokrasi hem medyayla gizemli ilişkiler kuruyor, birçoğu sadece devlete borç vererek inanılmaz servetler kazanıyordu.

Sistemde olmayan tek şey milletti. Herkes sistemden ve birbirinden aynı anda besleniyor, her türlü acı faturayı ise millet ödüyordu. Daha önceki bir yazımda da ifade ettiğim gibi, bu statükocu sistem, kendini ve zihniyetini merkez olarak, bütün bir milleti ise çevre olarak değerlendiriyordu.  Milleti cahil görüyor, küçümsüyordu. Bu millet önce adam edilmeli, gerektiğinde en katı demokrasi dışı yöntemler ve siyasal mühendislik projeleri hayata geçirilerek dönüştürülmeliydi. Bu milletin değerlerine bağlı çocukları her alanda adeta 2. Sınıf vatandaş muamelesi görüyordu. İş hayatında sürekli önleri kesiliyordu. Eğitimde sık sık katsayı vb araçlar marifetiyle engelleniyorlardı. Statükoya teslimiyeti reddeden partiler kapatılıyor, yazarlar, düşünürler baskı ve dayatmalarla bunaltılıyordu.

AK Parti bu yapıyı önemli ölçüde değiştirdi. Egemenlik sözde değil özde milletindir dedi. Askeri ve yargısal vesayete hayır dedi. Bu ülkenin bütün vatandaşlarını hukuk önünde eşit gördü. Dışlanmış, horlanmış kesimleri devletle buluşturdu, barıştırdı. Ekonomide herkesin her alanda eşit şekilde rekabet etmesine ortam hazırladı, sürekli önü kesilen Anadolu sermayesinin önünü açtı, onların da dış pazarlara açılmasını kolaylaştırdı. Aynı şeyi eğitimde de yaptı. Milletin ayaklarına, düşüncelerine ve gönüllerine zorla takılan zincirleri söküp attı.

İşte bu yüzden AK Partiden rahatsızlar! Kendilerini ülkenin sahibi, milleti de emirlerindeki marabalar gibi görmeye alışmışlar. Bu milletin çocuklarının tamamen hukuka saygı içinde ve demokratik yollarla siyaset, eğitim, hukuk, medya ve iş dünyasında başarılı olmasını, belli mevkilere gelmesini, “kendilerinin tapulu arazisine gecekondu kurmak” gibi vehmediyorlar.

Tabii bunu açıkça böyle ifade edemedikleri için, kimi zaman “Cumhuriyet elden gidiyor”, kimi zaman “Vatan elden gidiyor” diyorlar. Ama biz elden gidenin, seçkinleri imtiyazları ve ayrıcalıkları olduğunu biliyoruz. Olayın özü budur!