Başbakanımız Demokrasi Tarihinde Destan Yazmıştır

Bu toprakların ruhuna ve değerlerine yabancı olup bu milleti millet yapan duyarlılıklardan mahrum olmayı meziyet sayan kimi çevreler, AK Parti’yi yıpratmak adına milletimizden göremedikleri desteği dışarıda arıyorlar.

The Times’da çıkan ilan da bu niyet ve çalışmaların bir sonucudur. Ancak bu olay, taşıdığı diğer anlamların yanı sıra öncelikle dramatik bir çaresizliğe işaret ediyor.

Kısaca, “AK Parti yaptığı işlerle milletimizin gönlünü fethetti. Bu yüzden milletimizi kandıramıyoruz, milletimizden teveccüh görmüyoruz. Bari yabancılardan destek alalım” şeklinde özetlenebilecek bir çaresizlik.

Üstelik bu çevreler yeri geldiğinde “bağımsızlıkçı” söylemlerde bulunup kendilerini “ulusalcı” diye takdim etmekten de çekinmiyorlar. Nasılsa Batı mahfillerinde de İslam’a ve İslam dünyasına karşı ezelden önyargılı olan, İslamafobiyle yatıp kalkan çevreler var. “Müslümanların yaşadığı yerlerde zaten demokrasi olmaz ki!” diye düşünen ve fobileriyle yaşayan çevreler.

Türkiye’de AK Parti’yi sandıkta yenmekten umudunu kesmiş bazı çevreler, dış mahfillerin malum fobilerini, önyargılarını ve aymazlıklarını kendi siyasi emelleriyle örtüştürerek bundan AK Parti’yi yıpratmaya dönük bir siyasi rant elde etmeye çalışıyorlar.

Bu tür zavallıca girişimlerle The Times ilanındaki imzacılar gibi dünyadan habersiz, kendi önyargılarıyla kuşatılmış ideolojik gettosundan çıkamayan birkaç müzisyen ve artisti kandırabilirler sadece.

İdeolojik hırsı aklını iptal etmemiş herkes bilir ki; Başbakanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki AK Parti, bu ülkenin demokrasi ve özgürlükler tarihinde ilkleri gerçekleştirerek destanlar yazmış bir siyasi iktidardır. Avrupa kıtasındaki son askeri vesayet rejimine bu Başbakan son vermiştir. Bu ülkede cuntacıları yargı önüne çıkaran tek iktidar AK Parti olmuştur. Faili meçhulleri bu iktidar bitirmiş, ideolojik devlet anlayışıyla yok sayılan kimlikler bu iktidarla beraber özgürce var olmanın ne olduğunu hissetmiş, ülkedeki anti demokratik güç odakları birer birer demokrasi ve hukuk içinde ortadan kaldırılmıştır.

AK Parti “Biz Birlikte Türkiyeyiz” anlayışıyla bu ülkenin tüm renk ve tonlarını sevmiş, buluşturmuş, kaynaştırmış bir siyasi harekettir. AK Partiyle milletimizin sadece özgürlükleri değil refahı da yükselmiş, aşı ve ekmeği büyümüştür.

Bu ülkede bu milletin gönlüne girmek istiyorsanız, bu milletin hayır duasını almak istiyorsanız, bu millete sevdalanacak, bu millet için geceli gündüzlü çalışacaksınız. O zaman bu millet de sizi bağrına basar. Biz bunu yapıyoruz ve bundan dolayı da her seçimden daha da güçlenerek çıkıyoruz.

Kimileri ise yurt dışında bazı “fobi”leri olanlarla “lobi”ler oluşturup İngilizce ilanlarla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Farkımız bu!

Katliamın Sorumlusu Sadece Cunta Değil Destekçileridir

Mübarek Ramazan günü, Mısırda cuntacıların yol açtığı vahşet ve katliamlarla içimiz yanıyor. Darbeciler, hiçbir şiddete meyletmeden sadece meydanlarda özgürlük şarkıları söyleyen insanlara ateş açıyor. Yüzlerce insan ölüyor, binlercesi yaralanıyor ve bu katliam, dünyanın gözleri önünde belli aralıklarla tekrarlanıp duruyor.  Diğer yandan Mısır’da yaşanan olayların bir benzerini Tunus’a da yaşatmak istiyorlar.

Tüm bunların gösterdiği net ve acı bir gerçek var: Batı, İslam dünyasında demokrasi istemiyor. Halkın özgür iradesiyle işbaşına gelen yönetimleri çıkarlarına uygun bulmuyor. İslam dünyasıyla “sömüren-sömürülen, ezen-ezilen” denklemi dışında, “eşitlerin ilişkisi” diyebileceğimiz bir ilişki biçimini bir türlü havsalası almıyor belli ki.

Bu anlayışlarına uygun iç taşeronlar bulmakta da zorluk çekmiyorlar nasılsa. Bu nedenle de meydanlardaki halkın değil darbecilerin, diktatörlerin, faşistlerin yanında yer alıyorlar. Uluslararası güç merkezleri izin vermeden öksürmeye bile çekinen Mısırdaki darbeciler, batıdan destek almasalar, milyonlarca insanın üzerine bu kadar pervasızca kurşun yağdırabilirler mi? Dolayısıyla, Mısır’da halka reva görülen bu vahşet ve katliamın sorumlusu sadece darbeciler değil, bu cuntaya maddi-manevi destek veren, arka çıkan, göz yuman tüm çevrelerdir.