Bu Millet Artık Sizi Çok Daha İyi Tanıyor

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, malum çevrelerin hallerini anlattıktan sonra “İnsan biraz utanır” diyor ama dikkat ederseniz, bunu çok umutsuz bir yüz ifadesiyle söylüyor.

 

Çünkü gerçekten utanmıyorlar. Sonuçta utanmak, birtakım ilkeleri olan insanlara has bir özellik.

 

Oysa bunların sadece ama sadece tek dertleri var; AK Parti’ye körü körüne düşman olmak. Tek dertleri bu olunca, birçok şey gibi “utanma duygusu” da buharlaşıp uçan bir detay olup gidiyor. Ve ilgili ilgisiz her olayı AK Parti’ye vurmanın bir fırsatına dönüştürmek istiyorlar.

 

Bunun son örneğini, hunharca katledilen Hrant Dink’le ilgili mahkeme kararının arkasından yaşanan tartışmalarda gördük.

 

Başbakanımız açıkça söyledi; “Bu cinayetin ardında karanlık bir yapılanma görmeyen mahkeme kararı kamu vicdanını tatmin etmemiştir. Bizim vicdanımızı da tatmin etmemiştir. Sarı gelin türküsünü Şişli’de bir kurşun susturamayacak, bu dava karanlık dehlizlerde kaybolup gitmeyecektir.”

 

Buna rağmen malum çevreler, yargı kararını doğrudan AK Partiyle ilişkilendirmeye çalışarak, akıllarınca buradan siyasi bir rant devşirmeye kalktılar.

Kalksınlar, bu da sonuçta herkesi kendi siyasi ahlak meselesi.

 

Ancak…

Bu ahlakın kendi içinde sergilediği ilkesel sefalete birkaç laf söylemek de bizim en doğal hakkımız.

Niye Ergenekon söz konusu olunca apaçık ortada olan yapılanmayı görmezden geliyorsunuz?

Mahkeme “Dink olayında bir örgüt yok” dediğinde havsalanız bunu almıyor. Doğru, hiç birimizin havsalası almıyor.

Peki aynı havsalanız, milletin gür iradesiyle işbaşına gelmiş bir iktidarı derdest etmek uğruna yığınla plan, oyun, dümen ortaya saçıldığında niye birdenbire at koşturacak kadar genişliyor?

 

Dink cinayetinde örgüt bulmayan zihni açıkça eleştiriyorsunuz. Hakkınız. Biz de eleştiriyoruz.

 

Peki Sarıkızlar, Ay ışıkları, Balyozlar, Danıştay cinayetleri söz konusu olunca, olayların arkasında derin yapılanma ve örgüt bulma zekanız birdenbire nereye kayboluyor ki “Hani nerdeymiş örgüt? Bulsak da biz de üye olsak!” diyecek kadar gözlerinizi karartıyorsunuz?

 

“Ergenekon, her yere kon” türünden tekerlemelerle karanlık yapılanmaların, asit kuyularının, gerektiğinde ipini sıkılaştırıp gerektiğinde gevşeterek terörü bir manivela gibi kullanmaya çalışan “perde önünde hasım, perde gerisinde hısım” derin odakların, bir bir ifşa edilme sürecini sulandırmaya çalışanların, şimdilerde sözde hukuk adına neyin peşinde olduklarını biz çok iyi biliyoruz.

Bunlar hem “Madem darbelerle hesaplaşıyorsunuz, o zaman 12 Eylülü yapanlar niye yargılanmıyor” deyip hem de 12 Eylülü yapanlara yargı yolunu açan referanduma hayır diyenlerdir.

 

Bunlar eski düzen sürüp gitsin isteyenlerdir.

 

Karanlık cinayetleriyle, asit kuyularıyla, darbeleriyle muhtıralarıyla o eski dönem.

Manşetlerle milletin sindirildiği, al gülüm ver gülüm ilişkileriyle milletin alın terinin bir gecede hortumlandığı, bir avuç seçkincinin koca bir millete gömlek biçtiği o eski Türkiye’yi istiyorlar.

 

Haliyle bunların tek derdi, “Demokrasi, hukuk ve refah içinde yepyeni bir Türkiye” diyen AK Partidir.

 

O nedenle de hiçbir ilke, tutarlılık ve ahlak kaygısı gütmeden, her olaya işlerine nasıl gelirse öyle bakıyorlar.

 

Hiç ama hiç utanmıyorlar!

 

Kongrelerimiz Coşkuyla Sürüyor

 

İlçe kongrelerimiz nedeniyle, İstanbul teşkilatımız için hafta sonları bir umut ve coşku seline sahne oluyor.

 

Tüm çabamız, İstanbulumuzu önce 2014, sonra da 2023 hedeflerine götürecek süreçte ülkemiz ve partimiz adına en ideal kardeşlerimizi ilçe yönetimlerimize seçmek içindir.

 

Kuşkusuz bu tür çabalarda, çok geniş bir pencereden bakmak önemli.

 

Biz, bize sadece belli bir noktada ve alanda ideal gelenden ziyade, o büyük fotoğrafın bütünü içinde ideal olan kardeşlerimizin yönetimlerde yer alması için büyük bir titizlikle çalışıyoruz.

 

Ne mutlu bize ki, sıradan kişiler arasından en iyiyi bulmaya çalışmak gibi bir derdimiz yok bizim… İyiler içinden en iyisini bulmak gibi güzel bir çabamız var.

Seçilen seçilmeyen tüm kardeşlerimizle birlikte şunun bilincindeyiz ki, bizler daha baştan AK Parti çatısı altında siyaset yapmayı “seçmişiz” zaten.

Bu “seçimi” yapmanın onuru, hiçbir “seçilmeyle” ölçülemez bizim için.

 

O güzel sloganımızdan mülhem söylersek, hangi mevkide, hangi görevde olursak olalım ya da olmayalım;

 

Biz birlikte AK Partiyiz!