Çakma Çatı

Ne zaman sandık söz konusu olsa, kendilerini AK Parti karşıtlığı üzerinden anlamlandırmaya çalışanlar, çeşitli oyun ve arayışlara giriyorlar.

Her ne kadar sık sık “Demokrasi sandıktan ibaret değildir” türünden söylemlerle sandığı itibarsızlaştırmaya çalışsalar da, sonuçta vakti geldi mi sandık ortaya konuyor. Sandık dışı yöntemlerle sonuç almak gerilerde kaldı tabii. Darbecilerin yargılanıp mahkum olduğu Yeni Türkiye’deyiz ne de olsa.

Sandığın hepten ortadan kaldırıldığı, “Şartlar uygun olursa darbe yapmak meşru bir haktır” anlayışının egemen olduğu dönemler bir nostalji olunca, geriye bir şey kalıyor onlar açısından:

“Sandığı bulandırmak...”

Yani, çeşitli mühendislik hesapları ve sahneye konulan oyunlarla siyasetin doğal işleyişini bozmaya çalışarak milli iradenin istenilen doğrultuda tecelli etmesine yeltenmek.

 

Bunun için de son dönemlerde Gezi kalkışmasından 17 Aralık kumpasına, solcu geçinip bozkurt işareti yapmaktan “falan yerde biz sizin adayınıza oy verelim, filan yerde de siz bizim adayımıza” türünden ittifaklara kadar birçok yönteme başvurdular. Böylece siyasette alternatif değil sadece karşıt, tez değil sadece “antitez” olarak yollarına devam ediyorlar.

Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de yeni bir mühendislik projesiyle arz-ı endam ettiler.

“Çatı adayı” diye bir şey çıkardılar.

Kim çatmış bu çatıyı?

Nerede çatmış?

Milletten habersiz, milleti yok sayarak, milletin sadece açıklanınca adını duyduğu, daha da önemlisi, çatı çattık diyen partilerin bile “bize de sürpriz oldu” dedikleri bir çatı ne menem bir şeydir?

CHP ve MHP milletvekilleri oybirliğiyle diyor ki:

“Açıklanıncaya kadar bizim böyle bir çatıdan haberimiz yoktu!”

Nasıl daha önceki oyunlarıyla milleti kandırmadılarsa, milleti bu oyunu da yutmaz.

 

Millet bu çatının kendi iradesine operasyon yapmak için çatılan bir “çakma çatı” olduğunu çok iyi biliyor, görüyor, anlıyor.

Dahası, çatı çattık diyenlerin kendisinin de aslında birer figüran olmaktan öte geçmediklerini de çok iyi biliyor.

“Çatı aday” dedikleri şey, bir projedir.

İç ve dış ayakları olan bir seçim mühendisliği projesidir.

CHP ve MHP bu projenin sadece taşeronlarıdır.

Öncelikli amaçları birilerini seçmekten ziyade, birilerini seçtirmemektir.

Düne kadar içinde İslam geçen her cümleye alerji duyanlar bile, “Adayın kimliği önemli değil, önemli olan birini seçmek değil, birini seçtirmemektir” türünden yazılar döşendiğine göre, oyun ve niyet kabak gibi ortadadır.

Ama yine unuttukları bir şey var:

Milletimiz bu oyunlara prim vermiyor.

Millete rağmen çatı olmaz.

Millet kendi çatısını kendisi çatar.

Seçim kazanmak için millete oyun oynamak, kumpas kurmaya çalışmak değil, milletin gönlünü, hayır duasını kazanmak gerekir. Bunu ne zaman anlayacaksınız acaba?