Daha Çok Çalişacağimiz Bir Döneme Girdik

Geçtiğimiz Pazar günü, Başbakanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın onurlandırdığı muhteşem bir programla, 30 Mart 2014 yerel seçimleri için İstanbul ilçe belediye başkan adaylarımızı açıkladık.

 

Sinan Erdem Spor Salonu gerçekten tarihi bir güne tanıklık etti.

Kuşkusuz, milletimizin sevgilisi Genel Başkanımızın katıldığı her toplantının çok büyük bir heyecan ve coşku içinde geçmesi doğaldır.

Ancak son dönemlerde siyaseti dizayn etmek adına sahnelenen çirkin oyun ve senaryoların, milletimiz için bu seçimlerin anlamını bir hayli arttırdığı da bir gerçek.

 

Daha önce hukuksuz bildirilere, Ayışığı, Sarıkız vb karanlık arayışlara, 367 ve kapatma davası gibi hukuk şaklabanlıklarına en güzel cevabı sandıkta veren milletimiz, Gezi Oyunu’nun tüm iç ve dış aktörlerine, tüm iç ve dış uzantılarıyla 17 Aralık darbecilerine, paralel yapı özlemcilerine, tek ortak noktaları AK Parti karşıtlığı olan konsorsiyumlara en güzel cevabı da, 30 Mart 2014’de yine sandıkta verecektir.

Bu milletin seçimlerinden rahatsız olanlar…

Bu milletin iradesini hazmedemeyenler…

Bu millet ait egemenlik hakkına ortak olmak isteyenler…

Bu millet kendi güdümlerinde biçimlendirilecek bir siyaset nesnesi gibi görenler…

 

30 Mart akşamı bir kere daha öğreneceklerdir ki;

Bu millet siyasetin nesnesi değil öznesidir.

Bu millet siyasette belirlenen değil, belirleyen bir güçtür.

Millete rağmen siyaset olmaz, siyaset milletle beraber yapılır.

Adaylarımızın açıklanmasıyla beraber İstanbul Teşkilatı olarak artık yeni bir döneme girdiğimizin şuurundayız.

Daha çok çalışacağımız, daha çok terleyeceğimiz, daha çok coşku ve heyecan yükleneceğimiz bir dönemdir bu.

Kardeşlerime özellikle hatırlatmak istediğim bir husus var:

AK Parti Türkiye’nin en büyük partisidir.

Böyle bir partide her görev için çok sayıda ehil insanın olmasından daha doğal bir şey de yoktur.

Kardeşlerimizin zihninde kendilerince çeşitli yerlere daha uygun olacağına inandığı adaylar da olabilir.

 

Bunlar son derece insani ve doğaldır.

Ancak adaylarımız belli olduktan sonra bize düşen, artık bütün gücümüzle adaylarımızın yanında olmak ve çalışmaktır.

Bir tek oyun bile ne kadar önemli ve değerli olduğunu çok iyi biliyoruz.

Şunu özellikle hiç hatırımızdan çıkarmayalım ki;
30 Mart, sadece yerel yönetici adaylarının yarıştığı bir seçim olmayacak!

Bu ülkeyi Gezi Kalkışması ve 17 Aralık darbesiyle vesayet altına almak isteyenlerle, “Egemenlik Milletindir” diyenlerin seçimi olacak!

Bu seçim kendi siyasi çıkarlarını dış güçlerin karanlık oyunlarıyla birleştirenlerle “Ya millet ya zillet” diyenler arasında olacak.

Bu seçimde AK Partinin alacağı her oy, sadece ülkemiz için değil, tüm mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimizin umutları adına da son derece değerlidir.

Bu bütüncül anlamı gözden ırak tutmak, tek tek ağaçlara odaklanıldığı için ormanı farkedememek olur.

Pazar günü Sinan Erdem Spor Salonu’nda tarih yazan İstanbul teşkilatıma bir kere daha teşekkür ediyorum.

Yolumuz açık olsun.

Allah yar ve yardımcımız olsun!