Gündemden Kesitler

Cumhur Ne Derse O Olur

CHP’liler her vesileyle “nasıl bir Cumhurbaşkanı” sorusuna kendilerince cevap veriyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta TÜSİAD ziyaretinde sözü yine konuya getirerek şöyle demiş:

“Biz eşiyle beraber Kızılay’da rahatlıkla yürüyen bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Dengeli bir dil kullanan, kimseyi ötekileştirmeyen bir Cumhurbaşkanı istiyoruz. Halkın istediği bu.”

Sırayla gidelim.

 

Kılıçdaroğlu “Kızılay’da rahatlıkla yürüyen bir Cumhurbaşkanı” diyor.

Oysa biz sadece Ankara Kızılay’da değil, İstanbul Bağcılarda da, Hakkari-Şemdinli de de rahat yürüyen, Edirne’den Kars’a ülke toprağının her yeriyle barışık ve her yerinde insanlarımızla duygudaşlık kurup kaynaşabilen bir cumhurbaşkanı istiyoruz.

Kılıçdaroğlu, “Dengeli bir dil kullanan bir Cumhurbaşkanı” diyor.

Dengeli bir dilden bahseden kişinin partisi, milleti aşağılamak anlamında siyaset tarihimize kara bir leke olarak geçmiş “Haso-Memo, Bidon kafalılar, göbeğini kaşıyanlar vb” birçok söylemin zihniyet adresidir.

Dengeli bir dilden bahseden kişi, siyasi tarihimizin belki de en ağzı bozuk parti başkanıdır.

 

Dengeli bir dilden bahsedenlerin sadece Gezi komplosu esnasında bu ülkenin Başbakanı ve ailesi hakkında kullandıkları dil bile, her türlü seviye kıstasını alt üst edecek bir çirkinlik ve vahamet abidesidir.

Kılıçdaroğlu, “Kimseyi ötekileştirmeyen bir Cumhurbaşkanı” diyor.

Ama bunu diyen zatın partisi Ankara’nın doğusuna gidemiyor.

Ötekileştiriciliğe karşı çıkar gibi yapan kişinin partisi “Bu ülkede Türk olmayanların tek görevi hizmetçiliktir” diyenlere hayran olanlarla dolu.

Ötekileştiriciliğe karşı çıkar gibi yapan kişinin partisi, “Türk milliyetiyle Kürt milliyeti eşit olamaz” diyenlerin karargahıdır.

 

Ötekileştiriciliğe karşı çıkar gibi yapan kişinin partisi, başı kapalıları gördüğünde belediye otobüslerine saldıracak kadar gözünü karartan güruhlarla işbirliği yapan milletvekilleriyle doludur.

Ötekileştiriciliğe karşı çıkar gibi yapan kişinin partisi, ikna odalarının mucidi olmakla övünenlerle kol kola olan bir partidir.

Ötekileştiriciliğe karşı çıkar gibi yapan kişinin partisi, ötekileştirmeyi ortadan kaldırmaya dönük her özgürlük düzenlemesini Anayasa Mahkemesi’ne şikayet etmekle maruf bir siyasi çelişkiden ibarettir.

Aslında CHP’lilerin cumhurbaşkanlığına dönük tüm tanımlamaları, aynı zamanda kendi zihniyetlerinde birinin neden cumhurbaşkanı olamayacağının da dolaylı cevabı niteliğinde.

Gelelim Kılıçdaroğlu’nun final cümlesine.

Tüm bu vasıfları saydıktan sonra şöyle diyor:

“Halkın istediği bu!”

Biz de Kılıçdaroğlu’na diyoruz ki;

Zaten cumhurbaşkanını halk seçmeyecek mi?

Halk nasıl bir cumhurbaşkanı istediğini sizden daha iyi bilir.

Sakın sizin esas sıkıntınız da bu olmasın!

 

Çözüm Süreci

Biz Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ni başlattığımızda birçok engellemelerle ve süreci provoke etmeye dönük girişimlerle karşılaşacağımızı biliyorduk.

Ama iyi bildiğimiz bir şey daha var:

Bu milletin kardeşliğini, birliğini ve huzurunu hiç bir engellemeye teslim etmeyeceğiz.

Gençlerimizin kanı ve analarımızın gözyaşı üzerinden kendilerine servet ve iktidar üretmeye çalışanlara asla boyun eğmeyeceğiz.

Çatışmadan, kandan, ayrışmadan beslenen anlayışlara karşı, her zaman kardeşliğin dili, beraberliğin adresi ve anaların duası olmaya devam edeceğiz.

Başbakanımızın da veciz şekilde söylediği gibi;

“Artık Türkiye’de kaos senaryolarına karşı boynunu büken bir iktidar yok.”

Çözüm sürecinde de kazanan milletimiz, kazanan Türkiye olacaktır.

 

3. Havalimanı Hayırlı Olsun

Cumartesi günü bir tarihe tanıklık ettik.

Engellemek için iç ve dış odakların yoğun çaba sarfettiği İstanbul’a 3. Havalimanının temeli Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından atıldı.

İnşallah 2018’de tamamlanacak havalimanı 165 yolcu köprüsü, 4 ayrı terminal binası, 8 kontrol kulesi, 6 pisti, 500 uçak park kapasiteli 6.5 milyon metrekarelik apronuyla sadece Türkiye ve Avrupa’nın değil, dünyanın birkaç havalimanından biri olacak.

Türkiye’de bu havalimanıyla nelerin değiştiğini çok kısa sürede herkes görecek. Türkiye artık ulaşımda dünyanın bir transfer merkezi olacak.

Bir zamanlar ABD’nin, sonra bazı batı ülkelerinin merkezlik ettiği kıtalararası hava ulaşımında artık yeni adres Türkiye olacak.

Bir zamanlar 500 milyon dolar için IMF kapılarında dil döken Türkiye, şimdi böyle bir havalimanı yapıyor.

Bir ilke için süper ligde olmak budur!