Gündemden Kesitler

Büyük Devlet Olmak Budur

Ve Türkiye, IŞİD’in rehin aldığı 49 vatandaşının serbest bırakılmasını sağladı.

Bir tek kişinin burnu kanamadan...

Bir tek çatışma yaşanmadan.

Uzun zamandır çok yoğun bir çalışma yürütülüyordu.

Benzer durumlarda birçok ülkenin nasıl acı sonuçlarla karşılaştığını düşünürsek, bu sonucun son derece önemli ve büyük bir başarı olduğunu teslim ederiz.

Bölgemizin kan ve barut kokularıyla doldurulduğu, çıkarların, planların ve siyasi heveslerin birbirine karıştığı bir ortamdan 49 vatandaşımızı sağ salim kurtarmak, ancak büyük devlet olmakla açıklanabilir.

Haftalardır, vatandaşlarımızın güvenliğini dahi hiçe sayarak ileri geri konuşan, sırtında yumurta küfesi olmadığı için bol keseden sallayanlar da, umarım bu sonuçtan mutlu olmuşlardır.

Kurtarılan kardeşlerimize ve ailelerine geçmiş olsun diyor, bu hayırlı neticenin alınmasında başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Dışişleri Bakanlığımız ve MİT müsteşarlığımız olmak üzere emek veren herkese ve her kesime teşekkür ediyoruz.

 

Çok Önemli Bir Nokta

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan TÜSİAD’da tarihi bir konuşma yaptı.

"Tarihi" olması şundan;

Geçmişte bu tür konuşmalar genellikle protokol konuşması olmaktan öteye geçmez, suya sabuna dokunmayan, daha çok iş adamlarını öven bir anlayışta olurdu.

Ama bu sefer farklı oldu.

Cumhurbaşkanımız, bu ülkenin zenginliklerinden en çok pay sahibi oldukları halde, millet ve değerleriyle çatışan bir geleneğe sahip, geçmişteki darbe veya darbeye zemin hazırlanması süreçlerinde sürekli roller üstlenip kötü bir demokratik sicile sahip patronlar kulübüne son derece net ve samimi mesajlar verdi.

Konuşmasının bir bölümünde söylediği şu sözler ise gerçekten çok çarpıcıydı:

"Ekonomi hakkında karamsar haberler yayan bir iş adamı mensubunuzun bankasını incelettirdim. Bankasının son 12 yıl içinde mevduatı 6 kat, aktifleri ise 8 kat artmış."

İlginç değil mi?

Bir yandan sürekli ülke batıyor - batacak diye karamsarlık yayacaksınız, bir yandan Gezi vb kışkırtmalar tezgahlayacaksınız, bir yandan en son New York Times örneğinde de olduğu gibi medyanızın bağlantılarını kullanarak ülkeyi kötü göstermek için her yolu deneyeceksiniz, bir yandan da bu ülkenin sağladığı imkanlarla kesenizi, kasanızı dolduracaksınız.

Bu nasıl bir seçkincilik, nasıl bir ideolojik taassup, nasıl bir siyaseten takıntılı olma halidir!

 

Yeni Bir Yapılanma Süreci

Kurulduğu günden beri AK Parti’yle ilgili olarak belli merkezler tarafından çeşitli kötümserlik senaryoları üretildi.

Kazandığımız her seçimi birtakım konjonktürel faktörlere bağlayanlar, hep bir sonraki seçimde başarısız olacağımızı iddia ettiler.

Ancak en güzel senaryoyu sandıklarda millet yazdı ve hevesleri hep kursaklarında kaldı.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ardından da benzer şeyler söylediler.

Yine olmadı.

Parti olarak yeni genel başkanımız ve başbakanımız Ahmet Davutoğlu’yla beraber kenetlenmiş bir halde "Durmak yok yola devam" dedik ve yürüyoruz.

Elbette malum odakların senaryoları da oyunları da bitmeyecek.

Biz de inşallah bu senaryoları boşa çıkarmaya devam edeceğiz.

Kongreler sürecinde bütün çaba, gayret ve hassasiyetimiz, partimizi 2015 seçimine götürecek en iyi, en güzel ve en isabetli kadroları oluşturmaktır.

Bunu da yine kurumsal kimliğimizin gerektirdiği en demokratik ve en katılımcı bir anlayışla gerçekleştireceğiz.

İstanbul teşkilatı olarak, 2015’in tarihsel öneminin farkında ve şuurundayız.

Ancak bundan daha da önemlisi, AK Parti’de aslolanın davamız olduğunun, fani şahıslarımızın davamıza nispetle sadece birer araç ve detay olduğunun şuurundayız.

Hamd olsun!