Gündemden Kesitler

Dünya 5’ten Büyüktür

 

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmada, bir kere daha adaletsizlikler içinde çalkalanan dünyanın “adalet” diye haykıran vicdanı oldu.

BM’de 5 imtiyazlı ülkenin veto hakkı bulunmasının, geride kalan bütün dünyayı sadece bir dekora indirgeyen haksızlığına isyan etti.

Bu yapısı ve bu çatısıyla BM’in, dünya barışına ve insanlığa bir katkı sunmasının imkansızlığını dile getirdi.

Bu gerçeği daha önce de çeşitli vesilelerle gündeme getirmişti.

BM, ilk kez kendi kürsüsünden bu kadar net, açık ve dobra şekilde uyarıldı.

Cumhurbaşkanımızın bu çıkışı, büyük yankı uyandırdı, uluslararası kamuoyundan büyük ilgi gördü.

Nitekim dünyanın çok değişik ülkelerinden bir araya gelen sivil toplum örgütleri “Dünya 5’ten büyüktür” cümlesini baz alan yeni örgütlenmeler gerçekleştirip gösteriler yaptılar.

Bu çabanın dünyanın her yanında gittikçe daha da güçlenen bir kurumsallaşmaya dönüşmesini umuyor ve bekliyoruz.

BM’nin mevcut hali, birkaç ülkenin marifetiyle dünyadaki zulümleri, adaletsizlikleri ve haksızlıkları meşrulaştırmaya çalışan taşeron bir yapıdan ibaret. Bu değişmelidir. Dünya 5’ten büyüktür!

 

 

Özgürlüğü Hiç Bir Zaman Anlayamayanlar

 

Özgürlük insanın ekmek ve su gibi en asıl ihtiyaçlarındandır.

Hayatta normal şartlar altında asıl olan her zaman özgürlüktür.

Sınırlamalar arızidir, şartlar çerçevesindedir, geçicidir ya da yine özgürlüğü korumak adınadır. Özgürlük deyince sadece kendi düşüncelerinin mutlaklığını ve dayatılmasını anlayanlar, orta öğretimde kılık kıyafet konusunda getirilen özgürlük karşısında bir kere daha küplere bindiler.

Oysa “dileyen öğrenci başını örter dileyen örtmez” demekten daha özgürlükçü bir yaklaşım olabilir mi?

Bunlar dileyen de örtemesin diyorlar.

 

Neden?

Birisi de çıkıp dileyen de başı açık olamasın dese olur mu?

Çocuk 18’ine kadar açık kalsın sonra dilerse örtsün diyorlar.

Peki biri de çıkıp çocuk 18’ine kadar örtsün sonra dilerse açsın derse ne olacak?

Doğal olanı, doğru olanı veya makul olanı belirleme ve tanımlama hakkını kim, nereden alıyor ki?

Oysa biz ne diyoruz;

Herkes özgürdür, serbesttir, nasıl diliyorsa öyle yapar.

Malum çevreler, hiç bir zaman anlamadıkları laikliği de gündeme getirerek “aykırılık” üretmeye çalışıyorlar.

Laik devlet, insanlara yaşam biçimi dayatan devlet değildir.

Bilakis, farklı yaşam tarzlarının bir diğerine baskı ve tahakküm kurmasını önleyen devlettir.

Başbakanımız Ahmet Davutoğlu “Orta öğretim, gençlerimizin özgürlük noktasında bilinç oluşturmalarında en önemli dönemdir” dedi.

Bırakalım bu dönemi, her açıdan serbestçe ve özgürce yaşasınlar.

Çocuklarımızı, ideolojik devletin mülkü sayan anlayışlar eskide kalsın artık!

 

 

Hummalı Bir Çalışma İçindeyiz

 

İstanbul’u en güzel şekilde 2015 seçimlerine taşıyacak yöneticilerin belirleneceği kongreler dönemine girerken, İstanbul Teşkilatımız olarak hummalı bir çalışma içindeyiz.

En temel ilkemiz, her zaman olduğu gibi istişaredir.

AK Parti demokratik mekanizmanın her zaman en aktif olduğu partidir.

Kardeşçe, birlik ve beraberlik içinde ve dava terbiyesine sahip bir şekilde, bu partide her zaman her görüş ve öneri konuşulur, değerlendirilir, müzakere edilir ve en güzel kararlara dönüştürülür.

Nezdimizde her düşünce önemli, her düşünce sahibi muhteremdir.

Bu hafta da ilçe başkanlarımızla, belediye başkanlarımızla ve İstanbul milletvekillerimizle bir araya gelip önemli toplantılar yapacak, değerlendirmelerde bulunacağız.

Her şey daha güzel yarınlar için!