Hiç Bir Zaman Demokrat Olmadılar

Siz onları çok iyi tanıyorsunuz…

Geçmişte yapılan bütün darbe ve muhtıraları hiç sektirmeden desteklediler.

4’lü bir sac ayağı oluşturarak her zaman “medya, siyaset, ticaret, bürokrasi” dayanışmasının bildik örneklerini sergilediler.

17 Aralık’ta, tamamen seçimler öncesinde algı oluşturmaya dönük olarak başlatılan operasyonu bütün güçleriyle desteklediler.

Kirli oyun, bütün delil ve boyutlarıyla ortaya çıkmasına ragmen, hala paralel yapılanma hakkında tek kelime etmiyorlar.

Örneğin, Paralel yapı bazı şirketlere denetlemeler öncesi haber ulaştırıp hazırlık yaptırmış… Tek kelime etmiyorlar.

Kumpas ve tuzaklarla birçok karanlık oyun sahnelenmiş… Tek kelime etmiyorlar.

Bilakis bu yapılanmayı gözden uzak tutmak için hala yolsuzluk üzerinden algı oluşturmaya çalışıyorlar.

Ama şaşırmıyoruz. Çünkü bu saç ayağı bu ülkede hiç bir zaman demokrasinin yanında olmadı ki, şimdi olsun!

Bizimki sadece bir hakikatin altını milletimiz adına bir kere daha çizmek.

 

Biz Anketlerin Değil Sandiklarin Dediğine Bakariz

 

Bu zamana kadar anketleri sadece millet kandırmak için kullananları biliyoruz.

O anketler işinize yarasaydı, AK Parti daha kurulduğunda barajı geçemezdi.

Nasıl ki “muhtar bile olamaz” dediğiniz Recep Tayyip Erdoğan, ülkesinde Başbakan dünyada da saygı duyulan küresel bir lider olduysa, yayınladığınız anketlere de seçim akşamı yutkunarak bakacaksınız.

Bir de tutup AK Parti’yi anketleri yönlendirmeye çalışmak gibi komik gerekçelerle suçluyorlar.

Biz anketlerle değil anketlere ragmen milletimizin büyük teveccühüne mazkar olmuş bir siyasi partiyiz.

Biz millete yaptığımız hizmetler ve milletle kurduğumuz gönül bağından dolayı milletimizden büyük destek görüyoruz.

Biz her zaman en güzel anket sonucunun, seçim akşamı sandıklardan çıkan sonuç olduğuna inandık.

Biz ne medya gücüne, ne sermaye gücüne, ne bürokrasi oyunlarına bel bağlayarak bugünlere geldik.

Bizim için milletin sinesinden daha güzel bir liman, milletin hayır duasından daha büyük bir ödül yoktur.

Bunu anlayamayanlar, anketleriyle gönül eğlendirip avunmaya devam edebilirler.

 

Milleti Küçümseyen Zihniyet Bir Milim Değişmiyor

 

Geçtiğimiz hafta bir gazetede bir köşe yazısı yayınlandı.

Gezi kafalı yazarlardan birinin yazdığı yazının başlığı aynen şu:

“Köle niye efendisine oy verir?”

Yazar, 17 Aralık komplosuna milletin itibar etmemesini, kölelerin efendilerine düşkünlüğü diye açıklamaya çalışıyor.

Sorsan halkçıdırlar ama halka bakışları bu.

Bir tek kendileri seçkin, akıllı, külyutmaz.

Halk ise onların gözünde köle.

Gün oldu; bu millete “Haso-Memo” dediler… Gün oldu; “celladına aşık mahkumlar” dediler… Gün oldu; “Bidon kafalı… Göbeğini kaşıyan adam”, gün oldu; “Kömürcü-Makarnacı, oyunu üç kuruşa satan adam” dediler.

Şimdi de “Efendisine oy veren köle” diyorlar.

Dünya değişiyor… Her şey değişiyor…

Ama bu kafa bir türlü değişmiyor.

Ve millet, bu zihniyete bir kere daha dersini vermek için 30 Mart’ı iple çekiyor!

 

İnternete Yasak Geliyor Yalani

 

İnternet’e yasak geliyor diye yeri göğü oynatıyorlar.

Oysa yapılmak istenen, bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi, internete demokratik bir hukuk kazandırmak.

Sanal ortam diye insanlara her türlü iftiralar atılmalı mı?

İnsanların namusu paymal, mahremiyeti yerle bir mi edilmeli?

Dileyen dilediğine her türlü çamuru atıp her türlü aşağılamayı, küfürü ve hakareti yapabilmeli mi?

Düşünün ki, masum bir insan aleyhinde tamamen iftirayla dolu haberler, kurgulanmış videolarla itibarsızlaştırmalar yapılıyor ve bu yalanlar yıllar sonra bile arama motorlarıyla insanların karşısına çıkıyor, itibarını, şerefini, kişiliğini yaralıyor.

Böyle bir şeye izin verilebilir mi?

“Bırakalım herkes istediğini yapsın” denilebilir mi?

Özgürlük; demokrasi ve hukuk içinde yaşanırsa bir anlamı vardır.

Aksi takdirde, “Ben başkalarına canımın istediğini yaparım” şeklindeki bir özgürlük, masumların cehennemi olmaktan öteye geçmez.

İnternet düzenlemesinin özü budur.