İdeolojik Projeleri Var Ama Yerel Vizyonları Yok

Birçok konuşma ve yazımda, bir hususun altını önemle çiziyorum:

CHP ve onu merkeze alarak AK Parti’ye karşı bir konsorsiyum şeklinde yürütülen muhalefet, sadece AK Parti karşıtlığına dayanıyor.

Yoksa ülkeye dair bir vizyonları yok.

Geleceğe dair bir ufukları yok.

 

Şehirlerimizin nasıl daha çağdaş hale getirilebileceğine dair bir projeleri yok.

“Siz kimsiniz, nesiniz, kendinizi anlatın biraz” deseniz, neredeyse söyleyecekleri bir tek cümle var:

“Biz AK Parti’ye karşıyız!”

Soruyorsunuz;

“3. Köprüye karşısınız, 3. Havaalanına karşısınız, Kanal İstanbul’a karşısınız, Marmaray’dan Otoyollardan, hızlı trenlerden, metrolardan mutlu değilsiniz, peki siz elinizde imkan olsa hangi projeyi gerçekleştirirsiniz…”

Cevapları şu:

 

“AK Parti gitsin de ne olursa olsun!”

Mesela şu anda ülkemiz için son derece önemli yerel seçimler sürecindeyiz değil mi… Siz hiç o konsorsiyumun millete herhangi bir yerel yönetim vizyonu sunduğuna şahit oluyor musunuz?

Hayır.

Bunun yerine bütün propagandalarında “Falanca ilde muhalefet adına sadece CHP aday göstersin, AK Parti dışındaki seçmenin tamamı CHP’ye kanalize edilsin. Filanca ilde ise sadece MHP aday göstersin, CHPliler de o adaya oy versin. Böylece belki belediyeyi AK Parti’den alırız” türünden sırf ideolojik yaklaşımlar yer alıyor.

Bu konsorsiyum İstanbul’da da çeşitli oyunlar sahnelemeye çalışıyor.

Mustafa Sarıgül’ü, CHP’nin de, sadece parçalarından biri olduğu daha üst bir ideolojik projenin adayı olarak allayıp pullamaya çalışıyorlar.

 

Yandaş medyada röportajlar gırla gidiyor.

Sarıgül’ün kravatlarını nasıl seçtiğinden hangi yemeği nasıl yediğine kadar bir sürü malumat ortalıkta cirit atıyor.

Bilgilendirilmediğimiz tek şey, Sarıgül’ün nasıl bir belediyecilik vizyonuna ve ne tür projelere sahip olduğu…

Sarıgül, başarı için her yol mübah diyen tipik makyavelist siyasetçi profilinin temsilcilerinden.

Öyle ki, geçenlerde Başbakanımız için “O bir dünya lideridir” dedi.

Elbette Genel Başkanımız küresel sorunları analiz kabiliyeti, etkileri, belirleyiciliği, saygınlık kriterleri açısından gerçek bir dünya lideridir.

 

Ama Sarıgül’ün siyasi kıvraklığını iyi bildiğimizden ne söylediğinden çok niçin söylemiş olacağını düşünmeden edemiyoruz.

Belli ki, milletin gönlüne taht kurmuş bir lideri övmek suretiyle millete sempatik gelmeye çalışıyordur.

O zaman da millet sorar tabii:

Madem Genel Başkanımız bir dünya lideridir, o halde sen ne diye, daha kendi ülkesini bile kucaklamaktan aciz, kendi milletini bile anlamaktan uzak bir siyasi oluşumun peşine takılıyorsun?

Tabii ki bunlar birer siyasi manevra, birer siyasi çalım.

Sarıgül, bir yandan CHP’nin millete karşı bir türlü değişemeyen antipatik tutumunun uzağında durmaya çalışan bir görüntü vermek istiyor, bir yandan da yine orada kalarak aslında bildik CHP kafasına sahip olduğunu gösteriyor.

Bu haliyle de klasik CHP seçmeni dışında kalan kesimlerden de oy almaya çalışıyor.

Mezkur konsorsiyum ve onların makyajladığı siyasetçiler ne yaparsa yapsın, işin özü şudur;
AK Parti ülkemiz ve milletimiz için harıl harıl projeler üretip onları birer birer hayata geçiriyor, konsorsiyum ise sadece AK Parti’ye karşı çıkıyor.

AK Parti, “Ülkem ve milletim” diyor, konsorsiyum “AK Parti gitsin de isterse ülke batsın” anlayışında.

Bu seçimde milletimizin tercihi, işte bu 2 yaklaşım tarzı arasında olacaktır.

Gerisi hikaye!