İstanbul Olarak Büyük Kongremize Hazırız

Bizim için son derece önemli ve tarihi bir haftanın içine girdik. İnşallah 30 Eylül 2012 Pazar günü Ankara’da AK Parti’mizin 4. Genel Kongresi’ni bir bayram havası içinde, sevinçle, coşkuyla ve heyecanla yaşayacağız.

Kuşkusuz her kongre ayrı bir diriliş, ayrı bir silkiniş, ayrı bir tazelenmedir bizim için. Ancak bu kongremizin çok daha ayrı ve tarihi önemi var bizim için. Partimizin kurucusu, genel başkanı ve Başbakanımız, sadece Türkiye’de değil bütün dünyada saygınlık ve hayranlık uyandıran büyük liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın son kez Genel Başkan adayı olacağı bir kongre bu. Bu durum, elbette bir yönüyle içimizde hüzünle karışık anlatılması zor bir duygu oluşturuyor.

Ancak… Diğer yandan şunu da biliyoruz ki; Fiilen partimizin başında olsa da olmasa da, o, insanın hakka, hakikate ve millete hizmet yolunda sarfetmesi gereken sürenin, alınan nefes sayısıyla paralel olduğuna inanan biri olarak, her zaman liderimiz ve örneğimiz olmaya, bize yol göstermeye ve bu ülkenin geleceği adına çalışmaya devam edecektir.

Evet, 4. Olağan Genel Kongremiz bu anlamda bizim için daha da anlamlı. İnşallah İstanbul Teşkilatı olarak bu hafta hazırlıklarımızı daha da yoğunlaştıracak ve 30 Eylül’de Ankara’da şehrimizi en güzel şekilde temsil edeceğiz.

AK Parti olarak nasıl ki girdiğimiz her seçimden daha da güçlenerek çıkıyorsak, inşallah bu kongremizden de daha bir güçlenmiş, tazelenmiş, yenilenmiş olarak çıkacağız.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; Bizim partimizin bir değişmezleri vardır, bir de değişimci ve dönüşümcü kimliği. Değişmezlerimiz, bizi biz yapan ruh ve ilkelerimizdir. Siyaseti millet için, meşruiyet kaynağını milletin verdiği icazette bularak ve milletin mutluluğu adına yapmak bizim değişmezimizdir.

Siyaseti, başarılı olmak adına her yolu mübah sayan bir makyavelizmle değil, ahlak, erdem ve inanç temeline dayalı olarak yapmak bizim değişmezimizdir. Siyaseti geçici çıkar ve mevkilere erişmenin aracı olarak değil, bir davanın, bir derdin, bir yürek sızısının gereği olarak yapmak bizim değişmezimizdir.

Elbette bir de değişimci, reformcu yanımız var bizim. Bu anlamda siyasetimize getirdiğimiz yenilikler saymakla bitmez. Genel Başkanımızın bu kongrede son kez genel başkan adayı olması ve belli görevlerin sadece 3 dönemle sınırlanması bile, bizim siyasete getirdiğimiz bir farklılık değil mi? Aynı şekilde, daha önceki anlayışlarla kıyaslanmayacak şekilde kadınlara ve gençlere partimizin karar mekanizmalarında yer veriliyor olması bizim farklılığımızdır. Bu kongre sonrasında da hanım kardeşlerimiz ve gençlerimiz, belirlenen oran gereğince partimizin karar süreçlerinde etkin görevler üstlenecekler.

Aslında partimizin değişimci, dönüşümcü ve reformcu kimliğini anlamak için, Türkiye’nin 3 Kasım 2002’den bu yana nereden nereye geldiğine bakmak yeterlidir. Nice olmaz denilenler AK Partiyle oldu. Nice hayal denilenler AK Partiyle gerçekleşti. Nice ilkler, önce AK Partiyle hayata geçip sonra da kanıksanır hale geldi. Ve en önemlisi, hiçbir zaman yaptıklarımızı yeterli görmedik, yaptıklarımızdan dolayı gereksiz bir kibire kapılmadık ve daha yapmamız gereken çok iş olduğunu da, yüreğimizin en derin yerinde hissediyoruz.

Kongremizle birlikte Türkiye yepyeni bir döneme giriyor. Biz İstanbul Teşkilatı olarak, bu yeni dönemin ve bize yüklediği sorumlulukların, sonuna kadar şuurundayız hamdolsun. İstanbul’un hem AK Partimiz, hem de Türkiye’miz için ifade ettiği büyük anlamın farkındayız.

Bu şuur, bu duygu ve bu ruhla; Sonuna kadar ülkemizin sevdalısı, sonuna kadar Genel Başkanımızın yanındayız!

Kongremiz şimdiden hayırlı olsun!