“Politikada Ahlak Yok Çıkarlar Vardır” Anlayışı

Biz AK Parti olarak, siyaseti, birtakım olmazsa olmaz değerlere bağlı kalarak yapmayı her zaman kendimiz için şiar edinmiş bir siyasi hareketiz. Bu yüzden siyasi çevrelerde genel kabul görmüş bazı anlayışların bizim lügatimizde yeri yok.

Mesela özellikle dış politika söz konusu olduğunda, dünyada genel geçer siyaset telakkisi, derhal ahlaktan bağımsız ve sadece çıkarlara dayalı bir çerçeve öngörüyor.

Bu anlayışı anlatan teamül haline gelmiş bazı sözler de var: “Dış politikada, ahlak, erdem, duygular vs olmaz, sadece ülkelerin çıkarları vardır” gibi.

Birçok kişiye doğru gibi görünen bu anlayış, aslında, dünyanın halen içinde bulunduğu insanlık dışı koşulların da nedenini ortaya koyuyor bize göre. “Sadece çıkarlar var” demek, “insan yok” demektir sonuçta. Hava, toprak, su, kısacası doğal çevre olarak hızla kirlenen bir dünya… Açlık, iyi beslenememe ve buna bağlı yığınla hastalık… Çocuk ölümleri… Sürüp giden savaşlar, çatışmalar, katliamlar… Adaletsizlikler, hukuksuzluklar, zorbalıklar…

Hepsi de siyaseti ahlaktan bağımsızlaştıran, erdemden koparan, vicdan ve merhametten yalıtan bir anlayışın insanlığın önüne çıkardığı faturalardır.

Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm dünyaya örnekliğini vermeye çalıştığı en güzel siyasi tavırlardan biri de, bildik anlayışların ötesinde “ahlaka dayalı bir dış politika”nın da pekala mümkün olacağını her vesile ile göstermesidir. AK Parti Gazze halkının yaşadığı drama, Somali’nin yaşadığı açlığa, Suriye’de Beşar Esad’ın kendi halkına yaptığı zulüm ve katliama “bana ne” demiyorsa bundandır.

Başbakanımız Erzurum İl Kongremizde bir kere daha net şekilde herkese ilan etti:

“Biz her zaman hakkın, adaletin ve mazlumun yanında yer alacağız. Halkına zulmeden kim varsa, biz orada o zulüm gören halkın yanında dururuz.”

AK Parti’ye muhalefet eden birçokları “Canım bize ne el alemin halinden… Biz kendi çıkarımıza bakalım” derken, biz bunu asla demedik. Zaman zaman bazı batılı siyasi gözlemciler de Türkiye’nin yaşanan bölgesel sorunlar karşısında duyarlılık gösterip vaziyet almasını “Türkiye buralarda hegemonya kurmak istiyor, çeşitli çıkarlar gözetiyor” şeklinde değerlendirdiler. Bunu yadırgamıyoruz.

Çünkü o zihin yapısının işin içinde bir çıkar olmadan insanların bir şeyler yapabileceğini anlaması ontolojik olarak mümkün değil. Dış politikada ahlaklı bir çizgi benimsemenin çıkarlarımıza olumlu mu olumsuz mu yansıyacağına gelince;

Şunu bir kere daha önemle ifade etmek istiyorum: Biz hem kendimiz hem de insanlık için, dünyada ahlaktan, erdemden, adaletten ve barıştan daha güzel bir çıkar olduğunu düşünmüyoruz. Kaldı ki, ahlaklı bir dış politika yürütmenin o ülkeye zarar vereceği anlayışı da bir halüsinasyondan ibarettir.

Bugün Türkiye yürüttüğü dış politikayla dünyanın en saygın, itibarlı, güvenilir, herkesin iş ve yatırım yapmak istediği ülkelerin başında gelmektedir. Siyaseti ahlaktan bağımsız düşünmenin acılarıyla çalkalanan bir dünyada, AK Parti’nin sergilediği bu örneklik, üzerinde iyi düşünülmesi gereken bir husustur.

Çıkarları ahlakın, çıkarları insanlığın, çıkarları adaletin, çıkarları değerlerin üzerinde gören anlayışlar, sadece bir yeryüzü cehennemi vaat etti insanlığa. İşgallerle, savaşlarla, sömürülerle, “kazanç sanılan bir kaybedişi” yaşayıp durdu insanlık. Böyle geldi ama böyle gitmemeli. Bizim de bütün çabamız, gayretimiz bunadır.

Daha yaşanılır bir ülke de, daha yaşanılır bir dünya da, ancak ahlaka ve değerlere dayalı bir siyasetle olacak.

Başka bir yol yok.

İnsanlık bunu anlamak için, daha ne kadar acı çekmeli ki!